Markafoni ile Röportaj
Bu röportajımızı Markafoni IT Direktörü değerli Kıvılcım Hindistan ile birlikte tamamladık.
Kodcu.com: Bize kendinizden ve Markafoni’den bahseder misiniz?
Kıvılcım Hindistan: İlgi alanlarınızın gelecekte profesyonel hayata yansıması hem nadir hem de keyifli bir durum. Ben de 1984 yılından bu yana bir şekilde bilgisayarlarla uğraşmaktayım. Herkes gibi önce oyunla başladım, sonra programlama ile devam ettim, assembler ve C programladım. Commodore, Amiga ve PC Net dergilerinde yazar olarak çalıştım, bir dönem Bllgi Üniversitesi’nde Linux Sistem Yöneticiliği ve Bilgi Güvenliği eğitimleri verdim. Fazlamesai.net’in kurucularındanım.
Özetlemek gerekirse 1997’den bu yana da yoğun olarak unix sistem adminliği ve güvenlik alanlarında çalışmaktayım.
Gantek/Ganpro, Logosoft, Probil, Innova gibi sektörün önde gelen çözüm ortaklarında çalıştım. İxir, Tr.net, Turkport gibi çeşitli ISP projelerinde, İGDAŞ, BKM, TEMSA, Borusan gibi kurumların da ISO 27001 sertifikasyon süreçlerinde yeraldım. 2007’den 2012’e kadar da Avea’da Güvenlik Güvenceleme bölümünü yönettim. Yaklaşık iki aydır da Markafoni’de IT Direktörü olarak görev yapmaktayım.
Markafoni’ye gelirsek;
Türkiye’nin lider e-ticaret grubu olan Markafoni Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Markafoni, giyim, aksesuar, kozmetik ve dekorasyon başta olmak üzere pek çok kategorideki seçkin markaları yüzde 90’a varan indirimlerle sunuyor. Türkiye’nin ilk ve lider özel alışveriş kulübü Markafoni, aylık 20 milyon ziyaret, 340 milyonun üzerinde sayfa görüntülenme sayısı ve 8,5 milyon toplam tekil ziyaretçisi ile rakiplerini açık ara farkla geride bırakıyor. 5 milyon üyesi olan Markafoni, 35 bin metrekarelik lojistik merkezinde 70 bin paket gönderim ve 2 milyon ürün stoklama kapasitesine sahip. Ayda 500 civarında kampanya gerçekleştiren Markafoni.com’da ayda yaklaşık 600 bin ürün satılıyor. Perakende kategorisinde de Markafoni Grubu, toplamda en yüksek aylık ziyaret, tekil ziyaretçi ve sayfa görüntülenme sayısıyla Türk e-ticaretinin lideri konumunda.
Kodcu.com: Markafoni fikri ne zaman doğdu?
Kıvılcım Hindistan: Özel alışveriş kulübü modeli ilk olarak Fransa’da venteprivee sitesiyle 2001 yılında ortaya çıktı ve yavaş yavaş tüm dünyaya yayıldı. 2006 yılından itibaren Türkiye’de e-ticaret yükselişe geçti, ancak 2008 yılında ortada hala tek bir özel alışveriş kulübü yoktu. Türkiye pazarının özel alışveriş kulübüne hazır olduğu düşünüldü ve ayrıntılı pazar analizi de tüketicilerin bu yönde ihtiyacı olduğunu doğruladı. Bunun üzerine 2008 yılında Markafoni’yi kurarak Türkiye’ye özel alışveriş kulübü modelini getirdik. Seçkin moda markalarını özel indirimlerle sunan Markafoni, modaseverler tarafından kısa sürede çok sevildi ve benimsendi. markafoni kurulduğu 2008 yılından bu yana özel alışveriş kulüpleri arasında liderliğini ve özel alışveriş kulüplerinden alışveriş yapan tüketicilerin zihninde ve kalbindeki ilk sırasını koruyor.
Kodcu.com: Olağan e-ticaret şirketlerinden sıyrılan noktalarınız nelerdir?
Kıvılcım Hindistan: Markafoni sunduğu ürün çeşitliliği, özel avantajlar, renkli kampanyalar, sponsorlukları, müşteri memnuniyetine verdiği önem ve hizmet kalitesiyle üyeleri için her alışverişi bir aşka dönüştürerek benzerlerinden ayrılıyor. Markafoni üyeleri 7/24 hem telefon ile hem de online olarak müşteri hizmetlerine ulaşabiliyor. Markafoni’de iade işlemi de çok kolay gerçekleşiyor. Müşteriler iade etmek istedikleri ürünleri 30 gün içerisinde hiçbir ücret ödemeden iade edebiliyor. İade kargosu Markafoni’ye ulaştığında müşteriye bilgi maili atılıyor ve pos iadesi, aynı gün müşteriye de SMS ve mail yolu ile haber verilerek gerçekleştiriliyor. İade süreçlerinin her aşamasında bilgilendirilen Markafoni üyeleri özel alışveriş deneyiminin tadını çıkarıyor. Markafoni’nin fark yaratan özelliklerini daha geniş kitlelere duyurabilmek için Eylül 2011’de kitlesel iletişim kampanyası gerçekleştirildi. Bu kampanyayla Markafoni, 360 derece kitlesel iletişim kampanyası gerçekleştiren ilk Türk özel alışveriş kulübü oldu. Kitlesel iletişim kampanyası kapsamında, Markafoni’den alışveriş yapmak ile aşık olmak arasında merak, heyecan, kıskançlık, bekleyiş, mutlu son gibi ortak noktaların olduğu fikrine dayanan, “Markafonik aşk” temalı reklam filmi çalışması gerçekleştirildi. Televizyonun yanı sıra açıkhava, basın ve internet olmak üzere farklı kanallardan da hedef kitleye ulaşıldı. Bu kampanya sayesinde sadece büyük şehirlerde değil, Anadolu’da da marka bilinirliğimiz arttı. Örnek vermek gerekirse Alexa.com’da dört hafta içinde sıralamamız 45’ten 27’ye yükseldi.
Kodcu.com: Markafoni’nin sosyal medya ile ilişkisi nasıl ?
Kıvılcım Hindistan: Kullanıcılarımızla interaktif iletişim imkanı veren sosyal medya sitelerini çok önemsiyor ve bu konuya ciddi insan kaynağı ve bütçe ayırıyoruz. Facebook, Twitter, Pinterest, Friendfeed, YouTube, Dailymotion, Vimeo ve izlesene.com gibi sosyal paylaşım ve video sitelerinde aktif olarak yer alıyoruz. Kullanıcılarla sıcak iletişimde bulunduğumuz ve çeşitli yarışmalar düzenleyerek ödüller dağıttığımız Facebook sayfamızın 943 bin takipçisi var. Twitter’da takipçi sayımız ise 35 binin üzerinde. Facebook üzerinde yaptığımız çalışmalar, Facebook’un global örnek vakaları arasına girdi ve Markafoni burada yer alan ilk Türk markası oldu. Ayrıca sosyal medyanın yeni yıldızı Pinterest’i aktif olarak kullanan ilk Türk markası olarak da bir ilke daha imza attık. Pinterest aracılığıyla takipçilerimize stil ve moda dünyasından görseller sunuyoruz.
Bunların yanı sıra Mayıs 2010’dan bu yana http://blog.markafoni.com’ da 2.000’e yaklaşan post sayısıyla moda, tasarım ve yaşam tarzına dair zengin bir içerik sunuyoruz. Markafoni 2010’dan bu yana Istanbul Fashion Week’in Online Fashion Sponsoru ve IFW’de yaşananlar dakika dakika Markafoni Blog’da paylaşılıyor. Açıldığı günden bu yana 1 milyondan fazla ziyaret alan Markafoni Blog, Istanbul Fashion Week süresince 86 ülkeden 150 binin üzerinde ziyaretçi alıyor.
Kodcu.com: Müşterilerinizden geri bildirimleri nasıl topluyor ve değerlendiriyorsunuz?
Kıvılcım Hindistan: Müşterilerimizden Facebook ve Twitter gibi çeşitli sosyal medya mecraları, e-mail ve sitemizdeki müşteri hizmetleri iletişim bilgileri aracılığıyla geri bildirim alıyoruz. Bir araya getirdiğimiz geri bildirimleri gereklilik, öncelik ve önem sırasına göre değerlendirdikten sonra projelendirerek gerekli aksiyonları alıyoruz. Diğer taraftan düzenli olarak bir araştırma şirketine müşteri memnuniyeti araştırması yaptırıyoruz.
Kodcu.com: Web sayfanızda ve arka planda kullandığınız yazılım teknolojileri nelerdir ve neden tercih ettiniz?
Kıvılcım Hindistan: Öncelikli olarak yaklaşımımızı anlatmakta fayda var. Markafoni IT olarak biz bir problemle karşılaştığımızda, önce ekibimizin bilgi sahibi olduğu, bilgi sahibi olmadığı durumlarda da ilgi/merak duyduğu teknolojilere yöneliyoruz. Çünkü, herhangi bir teknik çözümün, onu işleten, onla ilgili geliştirme yapan kişilerden soyutlandığında çok anlamlı olmadığını düşünüyoruz.Bu yaklaşımın doğası gereği de “Özgür Yazılım”lar genelde ilk tercihimiz oluyor ama yine de her işi en iyi yapan yazılımı/mimariyi seçmeye özen gösteriyoruz. Burada esneklik ve çeviklik de bizim için önemli. Hem hızlı geliştirilebilmesi, hem de kolay yönetilebilmesi kritik. Bunları yaparken yeni bir şeyler öğrenmek durumunda kalmaktan çekinmiyoruz, aksine bunu istiyoruz.Temelden başlarsak sunucularımızda işletim sistemi olarak Ubuntu ve Red Hat kullanıyoruz. Bütün yapımız sanallaştırılmış bir platform üzerinde duruyor. Bunun üstünde web server olarak Nginx kullanıyoruz.
Kullanıcıların yüz yüze geldiği front-end teknolojilerinde HTML5, CSS3, JavaScript gibi en son arayüz teknolojilerini en geniş tarayıcı kitlesinin destekleyeceği ölçülerde kullanıyoruz. Mevcut Markafoni arayüzünde MVVM framework olan Knockout.js ve Sammy.js gibi JavaScript frameworkler kullanıyoruz, ve tabii ki jQuery çok sık kullandığımız bir DOM manipulation framework. Ayrıca Backbone.js gibi daha komplike ve front-end / back-end işleyişini RESTful veri alışverişi ile düzene sokan MVPC yapılar da kullanıyoruz. Böylece sürekli geliştirme halinde bulunan front-end’in modülerite ve sürdürülebilirliğini maksimum seviyeye çıkarıyoruz. “Arka planda” demeye dilimiz varmıyor ama ERP sistemimizi kendimiz yazdık, hala geliştiriyoruz. O da başlı başına devasa bir yazılım ve Markafoni’nin işleyişinde çok önemli bir yere sahip. Biz büyüdükçe, süreçlerimiz geliştikçe ERP’miz de organik olarak büyüyor ve gelişiyor. Markafoni olarak en yoğun kullandığımız teknoloji ise Python/Django. Dil olarak Python bize tam da belirttiğimiz esnek ve güçlü yapıyı sağlıyor. Django “framework”ü ise belli bir disiplin çerçevesinde çok hızlı “deployment” imkanları sağlıyor. Bu yüzden sadece web tarafı değil, ERP tarafı da Python/Django üzerinde geliştiriliyor.
Kodcu.com: Yoğun internet trafiğini kaldırmak için nasıl karşı önlemler uyguluyorsunuz?
Kıvılcım Hindistan: Markafoni olarak bu alanda çok güçlü bir “meydan okuma” ile karşı karşıyayız. Gün içinde gördüğümüz 2.5Gbit mertebesinde trafikle Türkiye’nin yoğun yük alan sitelerinden biriyiz.
Tabii ki bu yapıyı biz de ilk başlarda klasik yöntemlerle karşılamaya çalıştık. Load balancerlar, çok seviyeli cacheing mekanizmaları, dağıtık uygulama sunucuları, esnek sunucu profilleri vs. ile. Fakat bu tür geleneksel çözümler kısa süre sonra marjinal fayda sağlamamaya başladı. Dolayısıyla konudaki bakış açımızı değiştirdik. Klasik yaklaşımda, “request”i alır, “response”u verirsiniz ve aradaki süreyi de minimum tutmaya çalışırsınız. Böyle bir senkron yapının bizim için sürdürülemez olduğu görülünce, asenkron, task queuing yapıya geçilme kararı alındı. Yani “request”i alan sunucu bir de cevabı hazırlamakla uğraşmıyor, asıl işlemci yoğun kısmı arkadaki sunucular kuyruk/görev bazında üstleniyor. Burada Rabbit MQ ve Celery kullanıyoruz ve şu ana kadar da memnunuz. Çok basit bir rakam vermek gerekirse, bu mimari yaklaşım sayesinde yaklaşık 40 serverla sağlayabileceğimiz “tepki süre”lerine 6 server’la ulaşabildik. Bir başka kritik karar da “radikal bir şekilde IO’dan kaçınma”. Evet her 18 ayda bir işlemci gücü ikiye katlanıyor ama IO o kadar hızlı ilerlemiyor. Dolayısıyla uzun süredir aslında limitimiz IO. Bu yüzden biz, özel olarak kaydı alınması gerekmeyen, geçici herşeyi hafızada tutuyoruz. Mesela Markafoni’de müşterinin “alışveriş sepeti” sınırlı süre için geçerli ve biz bunu bile bir yere yazmayıp hafızada tutuyoruz. Bu bize iki aşamada çok ciddi bir hız ve (belki de en az hız kadar önemli) basitlik kazandırıyor.
Kodcu.com: Markofoni Cloud yapılarına nasıl bakıyor ve kullanıyor mu ?
Kıvılcım Hindistan: Burada çok genç ve dinamik bir ekibimiz var. Bu yüzden istisnasız herşeye meydan okunuyor ve herşeyin kendini bir ispat etmesi bekleniyor. Dolayısıyla “buzz word”ler konusunda da benzer durum sözkonusu ‘Cloud’, ‘…as a service’, ‘Internet of something’ ‘machine to machine’ vs. Bunların hepsini bize faydası oldukları yerde, faydalı oldukları sürece kullanıyoruz.
Şu an “iş kritik” hiçbir şeyimizi cloud’da tutmuyoruz. Çok dinamik olarak müdahale edebildiğimiz, tabiri caizse ‘kendi göbeğimizi kesebildiğimiz’ bir yapımız var ve bu yapıyı bu şekilde tutmak için de çok yetkin ekiplerle çalışıyoruz. Amazon, IBM cloud’ları mutlaka bizden çok daha esnek, dayanıklı yapılardır. Ama, o ‘bir seferlik problem’ olduğunda açıkcası biz kendi ekibimize ve kendi çözümlerimize daha fazla güveniyoruz. Ya da şöyle diyelim “yol yardım ekibinin gelip problemi gidermesini beklemek” yerine, kaportayı açıp arabayı tekrar yürür hale getirebiliyor olmak bize daha çok güven veriyor.
Kodcu.com: Veritabanı tercihleriniz nedir? Ve Neden ?
Kıvılcım Hindistan: PostgreSQL ve NoSQL.
Kodcu.com: NoSQL teknolojisi hakkında düşünceleriniz nedir ? Markofoni NoSQL kullanıyor mu?
Kıvılcım Hindistan: Yine aynı felsefe doğrultusunda gerektiği yerde kullanmayı tercih ediyoruz. NoSQL’ini bir şanssızlığı var, bu ismi birçok kişi ‘NO SQL’ diye algılıyor biz ise gerçekten Not Only SQL diye algılıyoruz ve böyle kullanıyoruz. Veriyi hafızada tutmak, sepetteki ürünlerimizi veritabanında tutmamak, geçici olan hiçbir şeyi veritabanına gereksiz yere yazmamak gibi yöntemleri bu amaçla kullanıyoruz. Bunları yaparken Redis’i tercih ettik, çünkü Redis bize çok çeşitli veri yapıları kullanma imkanı sağlıyor, mesela sepeti bu şekilde tanımladık. Yine Redis’in yüksek performanslı cacheing mekanizmasından da yoğun olarak faydalanıyoruz.
Kodcu.com: Yazılım ekibiniz de kaç kişi çalışıyor ?
Kıvılcım Hindistan: Test’le birlikte yaklaşık 25 kişilik bir ekibimiz var.
Kodcu.com: Yazılım geliştirme metodolojisi olarak neyi tercih ediyorsunuz ? Scrum, XP, Lean?
Kıvılcım Hindistan: Biz daha çok Markafoni metodolojisini tercih ediyoruz. Şaka bir yana en önemli karakteristiğimiz herşeyi sonuna kadar tartışıyor olmamız. Bu tartışmalara yeri geliyor CTO’muz bile dahil oluyor, zaman zaman kendisi de o bağırış çağırıştan nasibini alıyor. Bu anlamda hiçbir şey tabu değil. Sonunda herkesin kafasına yatan haliyle de üretime başlıyoruz. Bunun dışında genel yapımız biraz karışık, yeri geldiğinde agile proje yönetim teknikleri de uyguluyoruz, çok parçalı projelerde doğası gereği klasik “waterfall” yöntemini de uyguluyoruz.
Özetle hiçbir dogmamız yok. O anda, o problemi çözümde yararlı olacağını düşündüğümüz, kendini, doğruluğunu ispat eden her çözümü, yöntemi değerlendiriyoruz.
Kodcu.com: Yazılımların kalitesi için test süreçlerini ve metrik analizlerini uyguluyor musunuz? Düşünceleriniz nedir ?
Kıvılcım Hindistan: Bildiğiniz üzere “kalite kavramı” ilk olarak 1980’lerde, dünya tarihinde ilk defa arzın talebi aşması ile ortaya çıktı. O güne kadar kaliteye nispeten “butik bir kavram” olarak bakılıyordu. Piyasaya sürülen mallar, satın alacakların talebini aşınca, insanlar “kaliteli” olana yönelmeye başladılar.
Bizim de bu alanda yapmamız gereken çok şey var. Bizim burada oturtmaya çalıştığımız şeylerden kalitenin hız ve “time to market” ile çelişen bir şey olarak algılanmaması. Bir işi bir kez yapıp tam olarak yapmak, defalarca düzeltmekten çok daha verimli. Bunu gerçekleştirebilecek olgunluğa ulaşmaya çalışıyoruz. Zira iç ve dış müşterilerimize karşı kalite açısından çok önemli bir sorumluluğumuz var ve bunu göz ardı edemeyiz. Buradaki en büyük başarımız test ve production ortamlarının birbirine mümkün olduğu kadar yakın olması. Markafoni olarak production’da çıkabilecek süprizlere çok az tahammülümüz var. Dolayısıyla bu eşgüdüm çok kritik. Bir başka yetkinliğimiz de test’ten release’e zero down time ile geçebiliyoruz. Bunu da dağıtık production serverlarımızın yapısına borçluyuz. Test ve kalite güvenceleme konusunda halihazırda hayata geçirmeye çalıştığımız çok ciddi insiyatiflerimiz var ve bu yılın geri kalanında bu konularda çok daha fazla mesafe almayı planlıyoruz. Tabii bunlara ek olarak da “müşterilerimiz sayfamıza nasıl ilgi gösteriyorlar, hangi butonları tercih ediyorlar, nerelerine hiç uğramıyorlar” gibi konularda çeşitli ölçümlendirmeler yapıyoruz.
Kodcu.com: Yazılım ekibinizde performansınızı artıran bize tavsiye edeceğiniz ne tür araçlar kullanıyorsunuz ? Örneğin Jira veya benzeri ?
Kıvılcım Hindistan: Yoğun olarak Jira ve Git’i kullanıyoruz. Code review sürecimizi Gitorous üzerinde gerçekleştiriyoruz. Bu hem geliştiricilere hem geliştirilen projeye çok önemli katkılarda bulundu/bulunuyor. Kod yazma konusunda da bazı standartlarımız var. Bunların bir kısmı Python PEP8 altında yer almakta. Zen of Python’ın da gücüne inanmaktayız. Kod inceleme süreci, kod yazma standartları vs bunların amacı projenin sürdürebilirliğini kılmak. Ekip olarak da bunların bir yük değil bir gereklilik olduğunu düşünüyoruz.
Bütün geliştirmelerimizde “branching” mantığını öngörüyoruz, bu sayede herkes asenkron bir şekilde farklı işlerde çalışabiliyor, değişik denemeler yapabiliyoruz. Daha sonra da bütün bu yapı birbirine karışmıyor, işimize yarayanı çekip alabiliyor, geliştirmeye devam edebiliyoruz. Bu arada yazılım üretirken herkes kendi tercihlerini kullanıyor, birşey dikte ettirmiyoruz. Genelde masaüstlerimiz GNU/Linux, Mac OS ve Windows. Uygulama geliştiren arkadaşlarımız, Eclipse, vim, Sublime text gibi bir çok değişik araç kullanıyor.
Kodcu.com: Güzel cevaplarınız için teşekkürler.
Kıvılcım Hindistan: Kendim ve Markafoni adına Kodcu.com’ a teşekkür ederim.